T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / ÜMRANİYE - Atakent Şehit Selçuk Paker Anadolu Lisesi

Üniversite Hazırlığında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ülkemizde, üniversiteye yerleşmekle meslek sahibi olmak çoğu kez eş anlamlı kabul edilmektedir. Öğrenciler, üniversiteye yerleşmeyi gelecekleri açısından bir nevi teminat ve hedeflerine ulaşmak için önemli bir basamak olarak görmektedirler. Bundan dolayıdır ki üniversite sınavını kazanıp istediği bölüme yerleşmek hemen her öğrencinin hayalini süslemektedir.

Bu süreçte ebeveynlere ne tür görev ve sorumluluklar düşmektedir?

Üniversite sınavına hazırlık süreci, çocuklar için olduğu kadar ebeveynler için de zorlu geçen bir süreçtir. Ebeveynin bu dönemde aşağıda belirtilen hususlara dikkat etmesi büyük önem taşımaktadır.

 

1-     Çocuğunuzun sınava hazırlanması için gerekli olan "fiziki şartları" oluşturmalısınız

Öncelikle çocuğunuz için uygun bir çalışma ortamı hazırlamalısınız. Çocuğunuzun çalışma odası ışık, hava ve ısıtma yönünden elverişli durumda olmalıdır. Çalışma odasında özellikle televizyon, radyo, vb. araçların olmamasına dikkat edilmeli. Ayrıca çocuğunuzun ders çalışırken müzik dinlememesi ve cep telefonunun da kapalı olması yararlı olacaktır. Çünkü tüm bu uyarıcılar çocuğunuzun dikkatinin dağılmasına ve derse konsantre olmasına engel olmaktadır. Unutulmamalı ki müzik eşliğinde ders çalışmak, öğrencinin "zihinsel anlamda yorulmasını" hızlandırdığı gibi yüksek dikkat gerektiren konuları kavramasını da zorlaştıracaktır.

 

2-     Çocuğunuzun verimli bir şekilde ders çalıştığından emin olmalısınız.

Üniversite sınavını kazanmanın temel şartlarından birisi de "verimli bir şekilde ders çalışmaktır."  Sistemli ve verimli  2-3 saatlik ders çalışma, sistemsiz ve verimsiz 10 saatlik çalışmadan daha mantıklı ve yararlıdır. Bu anlamda, çocuğunuzun verimli bir şekilde ders çalışmasını sağlamak için rehberlik servisinden ve çocuğunuzun öğretmenlerinden gerekli yardımı almanız yaralı olacaktır.

 

3-     Çocuğunuza gerekli psikolojik desteği vermelisiniz.

Üniversiteye hazırlık sürecinde öğrenciler zaman zaman başarısızlık ve yetersizlik duygusuna kapılabilirler. "Bunca konuyu yetiştiremem. Sınavı kazanmam mümkün değil" gibi düşünceler, öğrencilerin ümitsizliğe düşmesine ve neticede pes etmesine sebep olabilir. İşte bu kritik süreçte çocuğunuzu teşvik etmeli ve ona güvendiğinizi hissettirmelisiniz. "Sınavı kazansan da kazanmasan da sen bizim çocuğumuzsun. Sana olan sevgimiz hiçbir zaman azalmayacaktır" şeklindeki ifadelerle çocuğunuzu rahatlatmalısınız. Bilinmelidir ki başarısızlık ve yetersizlik duygusu ergenlik dönemindeki bir genç için sanıldığından daha ciddi bir özgüven bunalımı oluşturabilmektedir.

 

Ayrıca çocuğunuzun "deneme sınavlarındaki netlerinin" yeterince yükselmemesi durumunda da aceleci davranmamalı ve bu konuda ona baskı yapmamalısınız. Böyle bir durumda çocuğunuzu rahatlatmalı ve ona ümit aşılamalısınız. Sıkı bir şekilde sınava hazırlanan öğrencilerin netlerinde genellikle nisan-mayıs aylarında gözle görülür bir artış olmaktadır. Dolayısıyla asla ümitsizliğe düşmemelisiniz.

 

4 – Çocuğunuzun "kapasitesi" hususunda gerçekçi olmalısınız.

Acaba üniversite sınavını kazanmak istemeyen bir öğrenciden söz edilebilir mi? Hangi öğrenci mühendis, doktor veya hukukçu olmak istemez ki? Fakat bazı öğrenciler vardır ki bütün iyi niyetine ve gayretine rağmen üniversite sınavında istediği başarıyı bir türlü elde edemezler. Buna sebep olarak motivasyon eksikliğini, verimsiz ders çalışmayı, kişisel veya ailevi problemleri gösterebilirsiniz. Fakat öğrencinin üniversite sınavında elde ettiği başarıyla "kapasitesi"  arasında ciddi bir ilişkinin bulunduğunu da unutmamalısınız. Bundan dolayıdır ki çocuğunuza yönelik beklentilerinizi ortaya koyarken onun kapasitesini göz önünde bulundurmalı ve beklentilerinizi bu doğrultuda şekillendirmelisiniz. Çocuğunuza yönelik beklentinizin çok düşük olması onun kendisini zorlamamasına sebep olurken, gerçekçi olmayan "abartılı – yüksek beklentileriniz" de çocuğunuzun cesaretinin kırılmasına yol açabilir. Böyle bir durumda çocuğunuzun başarı durumunu göz önünde bulundurmanız ve ona "ulaşılabileceği" hedefler göstermeniz çok yararlı olacaktır.

 

"Beklenti" hususunda bazı ebeveynler çocukları arasında "dengeyi" ayarlayamayabiliyor. Bu aileler, çocuklarından birisi teşekkür belgesi alsa dahi "neden takdir alamadın" diye onu azarlarken, diğer çocuklarına ise 1-2 zayıf getirse bile pek tepki göstermezler. Ebeveynin bu yanlış tutumu dersleri zayıf olan çocuğun "kendisini iyice salıvermesine" sebep olacağı gibi, başarılı olan çocuğun da sürekli gergin ve tedirgin olmasına yol açacaktır. Ayrıca bu durum kardeşler arası kıskançlığı tetikler ve özellikle dersleri zayıf olan çocuğun ebeveyninden soğumasına yol açar.

 

5 – "Kendi hayalleriniz" çocuğunuzun "ideallerinin" önüne geçmemeli.

Kimi anne-babalar, hayatlarının belli dönemlerinde ulaşmak isteyip de ulaşamadıkları hedeflerini çocuklarının üzerinde gerçekleştirmeye çalışırlar. Örneğin mühendis olmayı çok istediği halde çeşitli sebeplerden dolayı bunu gerçekleştirememiş olan ebeveyn, ısrarla çocuğunun mühendis olmasını isteyebiliyor. Fakat ebeveynin "hayalleri" ile çocuğun "idealleri" bu noktada çakışabilir.Sözgelimi çocuk, mühendis olmak yerine iyi bir hukukçu olmayı hedefleyebilir. Hemen her yıl azımsanamayacak sayıda öğrenci, ebeveyninin zoraki yönlendirmesinin etkisiyle hiç istemediği bölümlerde okumak zorunda kalabiliyor. Neticede bu çocuklar ya "sene kaybını" göze alıp bölüm değiştiriyor ya da hiç zevk almadığı bir bölümden mezun olup hoşlanmadığı bir mesleği icra etmek zorunda kalıyorlar. Bunun yerine aileden beklenen davranış çocuğunun yeteneklerine, ilgisine uygun ve gelecekte mutlu olacağı bir bölümü – mesleği seçmesine yardımcı olmasıdır.

 

6 – Çocuğunuza sürekli olarak "çalış" dememelisiniz.

Birçok ebeveyn çocuğunun yeterince ders çalışmadığından yakınırken, çocuklar da ebeveynlerinin kendilerine sürekli "ders çalış" demesinden ve adeta "nefes aldırmamasından" şikâyet ederler. Aslında "bunaltıcı" olmadığı sürece ebeveynin çocuğuna "ders çalış" demesi, ona sorumluluğunu hatırlatması açısından yararlı olmaktadır. Fakat bu ikazların dozajının iyi ayarlanması gerekmektedir.

Bu durumda asıl dikkate alınması gereken husus, öğrencinin saatlerce masanın başında oturması değil, verimli bir şekilde ders çalışıp  çalışmadığıdır. Önemli olan çocuğun o gün hedeflediği konuları "anlayarak" bitirmesidir. Öğrenci, sistemli ve verimli bir şekilde 1-2 saat (ihtiyacına göre daha fazla da olabilir) ders çalıştıktan sonra yeri geldiğinde oyun da oynayabilmeli, isterse tv de izleyebilmelidir. Unutmamalısınız ki çocuğu saatlerce "masanın başında hapsetmek" onun ders çalıştığı manasına gelmediği gibi bilakis bu durum, çocuğunuzun sizinle olan ilişkilerinin "gerilmesine" de sebep olacaktır. Bazen bu gerginlik, aileyle çocuğunun arasına soğukluğun girmesine ve duygusal açıdan çocuğun ailesinden uzaklaşmasına sebep olabilmektedir. Sınav yaklaştıkça stresi artan genç, bir de anne babanın öfkeli davranışları karşısında daha çok umutsuzluğa kapılır. Bu yüzden genç, ebeveynlerinin çeşitli uyarılarına aldırış etmemeye, bazen de uyarılarının tam tersine davranışlarda bulunmaya başlayabilir.

 

7 – Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın.

Kıyaslanmak, çocukların en rahatsız olduğu hususlardan birisidir. Anne ve babalar aslında bu davranışlarıyla çocuğunu ders çalışmaya veya başarılı olmaya yönlendirdiğini sanırlar. Oysa yapılan kıyasın hiçbir fayda sağlamayacağını hatta çocukla sağlıklı iletişim kurulmasını da engelleyeceği unutulmamalı.

 

8- Çocukları motive etmenin en iyi yolunun onları ödüllendirmek olduğunu unutmayın.

Çocuğunuzla karşılıklı olarak anlaşıp sınavı kazanması halinde onu ödüllendireceğinizi söylemeniz çok yararlı olacaktır. Fakat çocuğunuzun nazarındaki prestijinizin sarsılmaması açısından verdiğiniz sözü tutmanız çok önemlidir.

Çocuğunuz sınavı kazanamadığı takdirde ise size düşen görev; ona karşı kırıcı olmamanız ve onu rencide etmemenizdir. Bu durumda İlgili ve anlayışlı bir tutum sergilemeniz büyük önem taşımaktadır.

kaynak: aktüelpdr

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 29.06.2017 - Güncelleme: 08.09.2023 16:44 - Görüntülenme: 2179
  Beğen | 5  kişi beğendi