Velilerimiz için gündeme uygun olarak hazırladığımız rehberlik içerikleri
Yeni eğitim yılıyla okula ilk kez başlayanların kaygısı, TEOG ve üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin ise stresi artacak. Psikolog Doktor Nevin Dölek, bu dönemin kolay atlatılması için ailelerin ve öğretmenlerin yapması gerekenleri Hürriyet´e anlattı.
Çocuğumun başka şehirde okumasını istemiyorum. Başına bir şey gelecek diye kaygılanıyorum diyen veliler için Eba tarafından rehberlik çalışanları ile birlikte özel olarak hazırlanmış olan bu videoyu izleyebilirsiniz.
Ülkemizde, üniversiteye yerleşmekle meslek sahibi olmak çoğu kez eş anlamlı kabul edilmektedir. Öğrenciler, üniversiteye yerleşmeyi gelecekleri açısından bir nevi teminat ve hedeflerine ulaşmak için önemli bir basamak olarak görmektedirler. Bundan dolayıdır ki üniversite sınavını kazanıp istediği bölüme yerleşmek hemen her öğrencinin hayalini süslemektedir.
12. sınıf öğrencileri bir taraftan lise son sınıfa gelmiş olmanın gururunu yaşarken diğer taraftan da YGS ve LYS'ye girecek olmanın kaygısını yaşarlar. Bu öğrencilerin, üniversite sınavına hazırlık sürecinde bazı hususlara dikkat etmeleri yararlı olacaktır.
Veliler için öğrencilerin tatilde motivasyon kazanıp yeni okul dönemine hazır şekilde başlamaları ve bu tatil zamanını iyi değerlendirmelerini sağlayacak öneriler.
Hemen hemen her öğrenci okul dönemi boyunca hayatının düzensiz bir hal aldığını, sosyal aktivitelere zaman bulamadığını ya da ders çalışamadığını söylenerek sitemler eder. Bu tarz sorunlar için ise en güzel çözüm ders çalışma programı hazırlayarak hem okul hayatını hemde sosyal hayatı bir arada yürütmekten geçiyor. Fakat birçok öğrenci bu durumda da sıkıntı çekerek ders programı hazırlarken hatalar yapıyor.
LYS öncesinde olduğu kadar sınav sonrasında da ailelerin çocuklarına yaklaşımları çok önemlidir. Aşırı disiplinli ailelerin çocukları görecekleri tepkiden korktukları için yoğun stres yaşamaktadırlar.
Dokuzuncu sınıf, öğrenciler için çok önemli fırsatları da beraberinde getirmektedir. 9. sınıfın iyi değerlendirilmesi halinde, ilköğretim birinci ve ikinci kademedeki eksiklikler kapatılarak, başarıya daha kolay ulaşılabilmektedir.
Aile, toplumların temel yapılarıdır. Aile toplumların gelişmesini, geleceğini belirlerler. Sevgi, saygı, hoşgörü, birlik beraberlik, kardeşlik, dostluk, arkadaşlık gibi olgular insanlık için çok önemlidir. Bütün insanlar bu olgulara sahip olmayı ve diğer insanlarda da bu olguların olmasını isterler. Bu olguların oluşması ailede olmaktadır. Bu nedenle bireylerin kişilik yapılarının oluşmasın da aile çok etkilidir.
Ara
Aile içinde tartışmanın yokluğu iyi bir iletişimin varlığına değil kötü bir iletişimin varlığına delalettir. Tartışmalar düdüklü tencerenin düdüğüne benzer. Rahatsız eder ses çıkartır ama olmazsa da tencerenin patlamasına sebep olur.
1- Değerli olma duygusu: Aile içindeki etkileşim çocukları ya "ben değerliyim" ya da "değersizim" duygusuna götürür. Bu gereksinim aile içinde yerine getirilmezse çocuk her türlü davranışla bu duyguyu elde etmeye çalışır. Ergenlik çağındaki erkek çocukların çete(gang) kurarak çoğu kez ölümle sonuçlanan çatışmaları da, kendilerini önemli görmeyen aile ortamlarına bir tepki olarak yorumlanır. "Ben değerliyim" duygusunu aile içinde elde eden birey kendisini kanıtlamak için aşırı davranışlarda bulunmaya gerek duymaz.
Ergenlik çağındaki bir öğrenciye ailesinin yapabileceği en büyük yardım; onu anlamak, sorunları konusunda, yanında olduğunu hissettirebilmektir. Ancak, ne var ki bu dönemde anne-baba ile öğrenci arasındaki ilişkiler çoğu zaman olumsuz olabilmektedir.
Ona karşı daima güler yüzlü olun küçük kabahatlerini cezalandırmayın, niyetinin ne olduğuna bakın. Onun hislerine değer verin ve bunu gösterin.
Çocuklarınız sürekli bir büyüme ve değişme içindedir. Sizin çocuğunuz olsa da sizden ayrı bir kişilik geliştirmektedir. Onu tanımaya ve anlamaya çalışın.
Ana-baba çocuklarını eğitirken, öncelikle gelişim dönemini, evrelerini bilmeli çocuklarının içinde bulunduğu gelişim dönemlerini tanımalıdır. Başka bir deyişle çocuklarını tanıyarak işe başlamalıdırlar. Ana-baba çocuklarının kendi modelleri olmadığı gibi kardeşlerinden ve arkadaşlarından bağımsız kendine özgü zeka ve kişilik özellikleri olan bir birey olduğu gerçeğinden hareket etmelidirler.