Ergenlik çağındaki bir öğrenciye ailesinin yapabileceği en büyük yardım; onu anlamak, sorunları konusunda, yanında olduğunu hissettirebilmektir. Ancak, ne var ki bu dönemde anne-baba ile öğrenci arasındaki ilişkiler çoğu zaman olumsuz olabilmektedir.
Anne-Baba ve Öğrenci Arasındaki Etkili İletişim
Ergenlik çağındaki bir öğrenciye ailesinin yapabileceği en büyük yardım; onu anlamak, sorunları konusunda, yanında olduğunu hissettirebilmektir. Ancak, ne var ki bu dönemde anne-baba ile öğrenci arasındaki ilişkiler çoğu zaman olumsuz olabilmektedir. Anne-babaların sık sık "Oğlum çok değişti, eskiden hiç böyle yapmazdı" , "Kızım hiç sözümü dinlemiyor, her zaman dediklerimin tersini yapıyor" gibi yakınmalarını duymaktayız. Bu gibi yakınmalar ergenler
tarafından da dile getirilmektedir. Problemin çözümü ise ebeveyn ile öğrenci arasında etkili ve sağlıklı, iletişim kurulmasından geçmektedir.
Kuşak Çatışması
Gençlerin sağlıklı gelişmesi için onlarla sürekli iletişim halinde olmak, özelliklerini bilmek, kişiliklerine saygı göstermek gereklidir. Böyle davranılmadığında gençler ile erişkinler arasında çatışma başlar. Kuşak çatışması denen bu durumda, gençler ve yetişkinler arasında ilişki kurma, etkileşim ve iletişim oluşturma olanağı bulunamaz. Gençler ile erişkinler arasında meydana gelen kuşak çatışmasının başlıca nedenleri şunlardır:
· Eve dönüş ve yemek saati
· Ders çalışma, eğlenme ve gezme zamanı
· Giyinme ve süslenme biçimi
· Arkadaş seçimi ve arkadaş ilişkileri
· Kız - erkek arkadaşlığı
· Büyüklere karşı saygı
· Gelenek, görenek ve değer yargıları
· Dünya görüşü ve fikirlerin tutarsızlığı
Kuşak çatışmasının onarılmaz boyutlara ulaşması, genç ile aileyi birbirinden koparır. Ailesiyle sağlıklı ve doyurucu ilişkiler kuramayan genç, bu gereksinimini başka kişiler ve gruplarda arar.
Gençlerin bir arkadaş grubunun olması onun kimliğini bulması, sosyalleşmesi ve kendini ifade edebilmesi için doğal olarak çok gereklidir; ancak ailesiyle kopmuş bir genç, çok farklı ve tehlikeli grupların etkisinde de kalabilmektedir. Anne-babalar kuşak çatışmasının onarılmaz boyutlara ulaşmasını önlemek için şu ilkelere dikkat etmelidirler:
Her şeyden önce genç, artık kendisini bir yetişkin gibi görmektedir, siz de öyle görün ve ona saygı gösterin;
"Hadi ordan, daha dünkü çocuğun söylediğine bak" türü yaklaşımlardan kaçının.
Gençlik çağına ait ruhsal, fiziksel özelliklerin neler olduğunu ve bunun gence olan etkisini öğrenip göz önünde bulundurun.
Gencin bu dönemde birbiriyle tutarsız olan davranışları karşısında soğukkanlı olun, kırıcı ve yıkıcı tepkiler
göstermeyin.
Eviniz ve ailenizle ilgili alacağınız kararlarda onun da görüşünü almaktan çekinmeyin.
Konuşma ve tartışmalarda doğru düşündüğü, gerçeği bulup söylediği durumlarda ona hak verip, ona katıldığınızı söylemekten çekinmeyin. Bir genç, arkadaş grubuyla ilişkileri ne boyutta olursa olsun, problemleri, sıkıntıları ve sevinçlerinde ailesinin yanında olduğunu hissetmelidir. · Gencin tutum ve davranışlarına yön verirken "Benim gençliğimde..." diye başlayan nutuk ve öğütlerden kaçının.
Ona öğüt vermek yerine örnek davranışlarda bulunun.
Tabii ki çatışmalarda gençlerin de üzerine düşen bazı görev ve sorumluluklar vardır. Gençlere şunları öğütleyebiliriz:
"Gençler bilse, yaşlılar yapabilse" deyişini unutmayınız.
Bütün isteklerinizin hemen, tümüyle o anda gerçekleşemeyebileceğini bilin.
Her yerde ve her zaman yetişkinlerden öğreneceğiniz bilgi ve deneyimler olduğunu kabul edin!
Konuşma ve tartışmalarda kırıcı ve sert olmayın!
Engeller ve sorunlar karşısında en büyük destekçinizin anne ve babanız olduğunu unutmayın!
Motivasyonun sağlanmasında ailenin olumlu rol oynayabilmesinin ilk şartı, genci anlamaktır. Ne denli zor bir dönem yaşadığının farkında olmak ve bunu da gence yansıtmak gerekmektedir.
Bu da ancak aile içinde "Olumlu bir iletişim ortamı" kurulmasıyla olur. Olumlu bir iletişim ortamının olduğu ailelerde, aile üyeleri birbirini anlar, olduğu gibi kabul eder, hiçbir koşula bağlı olmaksızın sever ve birbirine güvenirler. Böyle bir ortamda yetişen genç, sevildiğini, kendisine güven duyulduğunu, anlaşıldığını bilir, bu da ona güç verir.